19 Nisan 2013 Cuma

Almanya'da Bir Türk Lezzeti

Bugün Türkiye'de restoranlarda kırılmış fındık ile servis edilen fırında sütlaçtan canım çekti.Şimdiye kadar hiç denememiştim.Ama bugün arkadaşım ;sütlaç pişiriceğim diye söyleyince ,ben de yapayım dedim.Sütlaç yapma hevesi gelince fırında sütlaç yapayım o zaman dedim.Tarifi sizin için de yazıyorum .Tavsiye ederim.Eşleriniz için de güzel bir sürpriz olur.


Fırında Sütlaç

- 7 su bardağı yağlı süt
- 1/2 su bardağı güzel yıkanmış pirinç
- 2,5 yemek kaşığı buğday nişastası
- 2 su bardağı su
- 1,5 su bardağı toz şeker
- Bir paket vanilya ( isteğe bağlı )
- Bir çay bardağı su ( nişasta için )
- Bir çimdik tuz

Pirinçleri iki su bardağı suda yumuşayana kadar haşlıyoruz.Tencere dibin de çok az su kaldığında, sütümüzü ekliyoruz.Nişastayı bir çay bardağı suda eritip karışıma ekliyoruz.Devamında tuz, toz şekeri ekleyip kaynayana kadar karıştırıyoruz.Karıştırmazsak pirinçler dibe iner, dibi tutar.Kaynadıktan sonra arada karıştırarak yedi, sekiz dakika daha kaynatıyoruz.Altını kapatıp , en son isteğe bağlı olarak vanilyamızı ekliyoruz.Isıya dayanıklı fırın kaplarımıza bölüştürüp, üstü kabuk bağlayana kadar bekletiyoruz.Üstü kabuk bağladıktan sonra , fırında üstü sırf kızarsın diye ızgara ayarını açıyoruz.(200 derecede).Aman bir yere ayrılmayın , çok kısa bir sürede kızarıyor.


Sütlacı servis etmeden bir akşam öncesi yaparsanız , çok daha güzel bir lezzet elde edersiniz..Şimdiden Afiyet olsun...



13 Nisan 2013 Cumartesi

Bahar Geldi Hanııımm..

Almanya ya sonunda bahar geldi, içimiz kıpır kıpır...Kelebek süsleri yerini aldı...


12 Nisan 2013 Cuma

Alman Yağı İle Kahvaltı

Bugün güneşi ve güzel havayı görünce kışa ve oğluşuma haksızlık yaptığımı farkettim.Zamanın geçmesini dilemekle hata mı yaptım diye; düşündüm..Kış geçsin , bitsin bir an önce diye ne söylendim bu sene..Dışarıda yürümek bu kadar stres atmaya faydalı iken, neden bu sene cam diplerinde gezdik , böyle söylendim..Sorsanız cevap veremem..Ama Almanlar öyle değildir..Hava nasıl olursa olsun, yeni doğmuş bebeklerini bile alıp yürürler.Ne için yürüdüklerini , yürüyüşlerinden bile anlarsınız...Zamanla biz de ayak uyduracağız havalara,onlar gibi burdan zevk almayı,burda nasıl zevkli yaşanacağını öğreneceğiz.Belki de Almanya'ya evlenip gelenlerin,burda doğup büyüyenlerin yaptıkları hata; Almanya'da Türkiye'deki gibi yaşanabileceğini sanmalarıdır..Türkiyede ki gibi zevkler yaşama beklentisi içinde olmalarıdır.Haftasonu boğaz deniz kenarına gidip kahvaltı edebileceklerini sanmalarıdır,yapamayınca üzülmeleridir.Halbu ki o ihtişamlı Türk sofrasını bulabileceğimiz ne mekan vardır, ne güneşde parlayan deniz.Yoldaki simitçiler,korna sesleri, akşam bile sesler yükselen sokaklar, balkondan yapılan konuşmalar....Daha çok şeyler var ama yazdıkça bile özlemleri düştü kalbime. Alman gibi yaşamalı, beklentileri az tutmalı mutlu olmak için burda...Yolda yürümeyi sevmeli,hallo demeli sadece yolda gördüğünde; evine çağırmamalı, akşam mesaiden sonra çıt bile çıkarmamalı, ekmeğine haftasonu kahvaltısında Alman yağını sürüp kahvaltısını etmeli... En süperi benliğini, özünü, dinini unutmadan bunları yapıp zevk alabilmeyi öğrenebilmektir..Başarabilen olursa haber versin....